Ülke Hepimizin
Yeni yıla girdiğimiz andan itibaren, yağmur gibi gelen zamlar hepimizin belini büktü.
Araştırma şirketlerinin yapmış olduğu anketlerde, ülke ekonomisinin kötü olduğunu ifade edenlerin oranı %88 ile %90 aralığında.
Ülkemizde sanayici, üretici, çiftçi, memur, işçi, öğrenci, kadın, erkek, çocuk topyekün, temel girdilerde meydana gelen zamları konuşuyoruz.
Pazara, markete, sokağa çıktığımızda gözlerinin feri kaybolmuş insanları görmek ülkenin ne halde olduğunu anlamaya yetiyor.
Market market dolaşıp en uygununu bulma gayreti, saatlerce beklenen ekmek kuyrukları yaşamın içerisinde hiç kimseye bu kadar ağır gelmemişti.
Pazar yeri dolaştığımı, bunu çok sevdiğimi daha önceki köşe yazılarımda ifade etmiştim.
Ekonomi orada! Geçim derdi orada! Mutfak yangını orada!
Kısa bir süre öncesine kadar, ezilmiş, çürümüş meyve ve sebzeleri ihtiyacı olan insanlara ücretsiz veren pazarcı, şimdi onları da satma gayreti içerisinde.
Temel ihtiyaçları karşılanmamış insanların, başka konuları düşünecek hali kalır mı?
İşte bu nedenle yapılan tüm anketlerde; bugün seçim olsa kime oy verirsiniz? Sorusunun cevabı;
– Karasızlar partisinin.
Ve çok sayıda insanın ortak düşüncesi de şu;
– Kim gelirse gelsin, kendisinin ve üç beş yakınının cebini dolduruyor.
Ne kadar acı ve hüzünlü.
Güven ve Umut endeksi eksilerde.
Toplumda rant ve yandaş ekonomisi ile zevki sefa içerisinde yaşayanların, ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ vurdum duymazlığı daha ne kadar devam edecek yaşayıp göreceğiz.
Toplumun yüzde doksanı temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırken, yandaş ve yalakaları memnun eden zihniyetin hemen şimdi değişmesi mutlak şart.
Sorun hepimizin,
Ülke hepimizin.
Çözümün de hepimizin gayreti dahilinde olması aşikar.
İktidarda olan ya da ülkeyi yönetmeye talip partiler de kaynaklarını en etkili, en verimli şekilde kullanmalıdır.
İktidarın, özel sektörün, belediyelerin, ülkedeki tüm kuruluşların en kısa zamanda tasarrufa yönelik bütçe politikasını hayata geçirmelidir.
Tam istihdam politikası ile liyakatlı, çalışkan, istekli elemanlara iş imkanı sağlanmalıdır.
Bilimi, alın terini, doğru ve ilkeli davranmayı, sorumluluk sahibi olmayı, paylaşmayı yeniden yaşamımızın her alanında uygulamaya koymak zorundayız.
‘Yok öyle umutları yitirip savrulmak, unutma aynı gökyüzü altında bir direniştir yaşamak’
Gülbin DAL
TARİGDER Kadının Sesi Koordinatörü