FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Fatma ÖZGER BİLGİÇ 30 Mayıs 2021 334 Görüntüleme

İSTANBUL’UN FETHİ  (29 MAYIS 1453)

İSTANBUL’UN FETHİ            

 (29 MAYIS 1453)

Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı Devletinin, en önemli, çalışkan ve zeki padişahlarındandı. Arapça, Farsça, Latince, Yunanca ve Sırpça bilen, özellikle tarih, coğrafya, fen ve teknik gibi konularda kendini yetiştiren, geliştiren ve geçmişi inceleyerek hatalardan ders alan, 13-14 yaşlarında babası 2. Murat tarafından padişahlığa getirilen, tarihimize ışık olan büyük bir padişahtı.
1453 yılında Edirne, Osmanlı Devleti’nin başkenti idi. Fatih Sultan Mehmet, Osmanlı topraklarını genişletmek, önemli bir konumda olan İstanbul’a sahip olmak, Osmanlıların Rumeli’deki egemenliklerini pekiştirmek, İslamiyet’i daha geniş bir kitleye yayabilmek ve İstanbul’u fethederek peygamberimizin bildirdiği müjdeyi gerçekleştirmek istiyordu.
29 Mayıs 1453 günü İstanbul surlarına dayanan Fatih ve güçlü ordusu, İstanbul’u hem karadan hem denizden kuşatarak dünyada ilk kez yetmiş parça gemiyi karadan Haliç’e indirerek İstanbul’un surlarına doğru yiğit askerlerle Allah Allah diyerek tekbir sesleriyle Bizans ordusuyla savaştı ve “Ya ben İstanbul’u alırım ya da İstanbul beni.” diyen  21 yaşındaki Fatih, muhterem hocası Akşemsettin Hazretleri’nin cesaretlendirmesiyle, dualarıyla bu güzel ve tüm dünyanın dikkatini çeken şehri -İstanbul’u- almak ve Müslüman topraklarına katmak heyecanını yaşıyordu…
Bizans halkı bile Fatih’i bekliyordu, Konstantin’in adaletsizliği herkesi bıktırmış ve halk ekonomik çöküş içindeydi. Fatih’in adaletini tüm dünya duymuştu. Bizans halkı da Fatih’in adil düzenine inanıyor ve onu destekliyordu. Bundan dolayı da İstanbul’u Fatih alsın istiyorlardı.
Kuşatılan İstanbul’un surları tam elli üç gün boyunca toplara hedef oldu. Parçalanan surlar,  Fatih’in ordusunu bekler gibi süzülüyor, nazlanıyordu sanki… Osmanlı ordusu inançlı, kararlı ve büyük bir sabırla peygamber övgüsüne layık olmak için var gücüyle savaşıyordu.
Fatih günler geçse de umudunu kırmıyor, dilinde dua, yüreğinde ordusuna olan güveni ile sabırsızlıkla İstanbul’un fethini bekliyor ve ordusunu muazzam bir şekilde yönetiyor, askerlerine büyük moral veriyordu. Son gece hocası Akşemsettin’in yanına geldi. “Hocam, ne olur, artık himmet buyurun da İstanbul’u fethedelim.” diye ağlıyordu. En büyük hayalini gerçekleştirmek ve güzel İstanbul’u sahiplenmek arzusu yükseliyordu.
Akşemsettin’in Hoca dua ederek kısa bir uykuya daldı ve beklenen müjdeyi vermek istedi. Gece yarısı Fatih’i çağırtarak: “Ebu Eyyub el-Ensari’nin kabrini gördüm. Bunu fethin müjdesi sayıyorum.” dedi.29 Mayıs sabaha karşı son bir hücumla surlar teslim oldu.
Ulubatlı Hasan, cesaretini inanç aşkından alan yiğit asker, günlerdir bu ânı bekliyordu. Heyecanı, elli üç günlük yorgunluğunu yok ediyordu. Ulubatlı Hasan’ı sanki melekler koruyordu.Yüreğinde endişe ve korku yoktu.Her Türk gibi, peygamber övgüsüne layık ve İstanbul’a sahip olmak büyük bir arzu, büyük bir aşktı onun için… Gerisi zaten boştu… O, İstanbul surlarına sancağı dikmek için artık var gücüyle gayret ediyor ve gelen ok yağmuruna yenilmemek için tüm gücünü, cesaretini topluyordu. Oklar az geliyor gibi taşlar da Ulubatlı Hasan’ın üstüne üstüne geliyordu.Ama Ulubatlı Hasan aldığı darbelerin acısını unuttu.Bayrağı büyük bir azimle, sevinçle burçlara dikti ve amacına ulaştı, sonra da genç yiğit asker oracıkta şehit oldu…
Artık, İstanbul, Fatih’e ve cesaretli askerlerine teslim oluyordu. Dünya yeni bir tarihe tanıktı. Fatih ve hocası Akşemsettin Hazretleri önde; azimli, cesaretli askerleri arkada, İstanbul’a girdiler. Halk önde gelen Akşemsettin’i padişah sandı.Hoca, Fatih’i göstererek “Hükümdar odur.” işareti yapıyordu. Hocasına olan saygısı, sevgisiyle büyük bir incelikle: “Hükümdar benim ama o da benim hocamdır.” dedi ve halkı selamladı.
Bizans halkı coşkulu bir şekilde yollara düşmüş Fatih’i selamlayarak tebrik ediyor ve çiçekler atarak gelen genç padişaha saygılarını gösteriyordu.
Fatih, Bizans halkının umduğu gibi adaletli davrandı, dinlerine, ibadetlerine saygı duydu ve serbest bıraktı.
Fatih ve askerleri, camiye çevrilen Ayasofya’da cuma namazını kılarak Allah’a şükürlerini dile getirdiler.
İstanbul’un fethi hem dünya tarihinde hem de Osmanlı tarihinde birçok şeyi değiştirdi. Yeniliklerin başlangıcı oldu, batı devletleri Türk kahramanlıklarına tekrardan şahit oldular. Genç Fatih’e hayranlıklar arttı.
İstanbul’un Fethiyle: Orta Çağ kapanmış, Yeni Çağ açılmıştır.
-Osmanlı devleti artık dünyanın tanıdığı çok büyük bir devlet olmuştur.
-Osmanlıya Balkan yolları açılmıştır.
-Bizans derebeylikleri bundan sonra yerle bir olmuştur.
-Dünya tarihinde ilk kez yetmiş parça gemi karadan Haliç’e indirilmiştir.
-İlk defa bu kadar büyük toplar dökülmüştür.
-Bunlar genç Sultan II. Mehmet Han’ın deha derecesindeki zekâ ve görüşünün meyveleridir.
İstanbul gerek doğasıyla gerek tarihiyle gerekse de coğrafi konumuyla dünya üzerinde eşsiz güzellikleri bir arada barındıran sayılı şehirlerden… Asya kıtasını, Avrupa’ya bağlayan bir köprü olarak muhteşem güzellikleriyle birçok milleti etkilemiş, onların hayallerini süslemiş ve edalı bir gelin gibi dikkatleri çekmiştir.
İstanbul’un fethi, fetihlerin en büyüğü, en kutsalıdır. Fatih Sultan Mehmet ve yiğit askerler hayalleri zorlayarak gemileri denizden karaya yürütmüş, imkânsızı başarmış ve çağlara meydan okuyan Bizans’ı devirerek güzel İstanbul’a sahip olmuştur.
Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettiği için ‘Fatih’ sanıyla anılır. 31 yıllık saltanatı dönemince 200’den fazla şehri Osmanlı topraklarına katmış, vefatı sırasında Osmanlı Devletinin sınırları 2.214.000km2’ye ulaşmıştır. O, dâhi zekâsıyla gerek devleti yönetim şekliyle gerekse birçok alandaki buluşları ve başarılarıyla daha sonraki padişahlara ve yöneticilere de büyük örnek olmuştur.
Fetihten sonra başkent, Edirne’den İstanbul’a taşındı. Fatih gurur duyulacak bir padişah, örnek alınacak bir kişilik… İstanbul’un gizemliliği gibi Fatih’inde genç yaştaki başarıları yürekleri kabartır, her Türk’ü gururlandırır.Fatih, elli yıllık ömrüyle birçok başarıyı sığdırmış ve asırlara damgasını vurarak bizlere büyük örnek olmuştur…
Her Türk genci, Fatih ve Atatürk gibi dehalardan feyiz almalı, tarihini okumalı, geçmişini asla unutmamalı, bu ülke için giden canların vebalini ince incedüşünmelidir.
Bu kutsal toprakları gerekirse Ulubatlı Hasan gibi canı pahasına korumalı, tembelliği düşman bilmeli, her çağda düşmanının fırsat beklediğini asla unutmamalı… Her gündaha çok çalışmalı en önemlisi de kendi içinde birlik beraberliği koruyarak gücüne güç katmalı, dış oyunlara gelmemeli, bir karış toprağını düşmana teslim etmemeli… Türk’ü Türk yapan, birlik beraberliği ve vatan sevdasının kutsallığıdır.Bunu asla unutmamalı.
Her Türk, Türk olmanın gururuyla yüreğini besleyerek vatanına milletine hep faydalı olmalıdır.  Hain olanın yanında da karşısına geçmeli. Fatih gibi, Atatürk gibi koca dünyaya cesaretle korkmadan dik durmalı ve son nefesine kadar da bu görevini yerine getirmeli.Çok çalışmalı ve bu ibadetin sevabını da almalı, bir sonraki Türk nesline de bu kutsal toprakları gönül rahatlığıyla sağlam teslim etmeli, derim. Bu her bireyin mecburi görevi ve sevdası olmalı… Bu olmalı ki Fatih’e, Atatürk’e layık torunlar olalım.
11.07.2007
Fatma Özger BİLGİÇ

FATİH’İN ŞEHRİ İSTANBUL

Allah kısmet etti Fatih’im sana
Nasıl yâr olunmaz böyle canana
Görmek nasip oldu çok şükür bana
Nasıl yâr olunmaz böyle canana…
Fatih’in askeri şehri kuşattı
Gemiler karadan denize attı
Akşemsettin hemen secdeye yattı
Nasıl yâr olunmaz böyle canana…
Dünya şehri güzel nazlı gelinsin
Gözü olanların kalbi delinsin
İstanbul, gönlüme pusu helinsin
Nasıl yâr olunmaz böyle canana…
Göbek bağıdır o, iki kıtaya
Allah rahmet etsin veren ataya
Selam işi güzel yapan ustaya
Nasıl yâr olunmaz böyle canana…
İstanbul’a hayran bu yürek yanar
Maviş gözlerinde Haliç’i anar
Büyüyen o sevgin sanki bir çınar
Nasıl yâr olunmaz böyle canana…
Dünya devletleri senin peşinde
Seninle yaşamak hayal düşünde
Bu evrende yoktur dostun eşin de
Nasıl yâr olunmaz böyle canana…
İstanbul dünyanın en güzel şehri
Büyüledi herkes gibi Özger’i
Bu can, İstanbul’un olmuş esiri
Nasıl yâr olunmaz böyle canana…
Fatma Özger BİLGİÇ

10.01.2019

İlginizi çekebilir

KENDİNİ TOPARLA (Şiir)

KENDİNİ TOPARLA (Şiir)