FLAŞ HABER:
Ana Sayfa Beyhan BALABAN 1 Şubat 2022 455 Görüntüleme

Ortanın Yazarı Olsa da KATİLLERİ Serbest Bırakılan Abdi İPEKÇİ’nin ANISINA

Ortanın Yazarı Olsa da KATİLLERİ Serbest Bırakılan Abdi İPEKÇİ’nin ANISINA

Türkiye’yi yurt dışında temsil edebilen, Atatürk İLKE ve DEVRİMLERİNDEN taviz vermeyen Gazeteci-Yazar Abdi İPEKÇİ, 9 Ağustos 1929’da İstanbul’da doğdu. 1 Şubat 1979’da İstanbul Maçka’da evinin yakınındaki arabasında Mehmet Ali Ağca tarafından öldürüldü. Katledilişinin üzerinden 43 yıl geçti, fakat katilleri bilinip yakalansalar da her seferinde serbest bırakıldılar…

Liseyi Galatasaray Lisesinde okudu. Hukuk Fakültesinde üniversite hayatına başladı. Yeni Sabah, Yeni İstanbul ve İstanbul Ekspres Gazetesi ile birçok gazetelerde Spor Muhabiri, Sayfa Sekreteri ve Yazı İşleri Müdürlüğü yaptı. Ali Naci KARACAN zamanındaki Milliyet Gazetesinde Yazı İşleri Müdürlüğü(1954)’ne başladı ve Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı.

1961 yılından, katledildiği 1 Şubat 1979 tarihine kadar Milliyet Gazetesinin Başyazarlığını yürüten Abdi İPEKÇİ; Türkiye Gazeteciler Sendikası, Türkiye Basın Enstitüsü Başkanlığı, İstanbul Gazeteciler Cemiyeti ve Uluslararası Basın Enstitüsünün ikinci başkanlığını yaptı. Basın Şeref Divanı Genel Sekreterliği görevlerinde bulundu. Yazılarında Atatürkçülüğü, barışı, ԁüşünce özgürlüğünü, ülkenin bağımsızlık ve bütünlüğünü savunan Abdi İPEKÇİ birçok Aydınımız gibi ortanın gazetesi Milliyet de yapıcı davranıp ORTANIN YAZILARINI yazsa da yazdıklarıyla faşistlerin ilgisini çekti. Ölümüyle, Türkiye’de milliyetçi görünüp, gerçek vatansever milliyetçilerin ölüm emrini verenlerin kimler veya hangi yerlerde beslenenler olduğunun gerçeğini ortaya sermiştir. Günümüzde dahi kendisini milletimizin başında tetikçi bir güç gibi gösteren partiler yollarına devam etmektedir…

Abdi İPEKÇİ, 1970’li yıllarda özellikle çıkarılan anarşinin durması için İktidarla Muhalefet Liderleri arasında yapıcı bir yol kurulmasında çaba harcıyordu. Devleti yönetirken, seçimlerden sonra partizanlığın bir yana bırakılmasını ve akılcı, çağdaş, ılımlı bir uygulamanın işlevde hayat bulmasını isteyen İPEKÇİ sağ partizancıların bu yüzden kurbanı olmuştur. Her ne kadar yazılarında ortanın yazarıysa da ve “Bütün totaliter rejimlere olduğu gibi KOMÜNİZME DE KARŞIYIZ. İnsanın geleneksel değerlerine inanmayan, mülkiyet hakkını kökünden yok eden, özgürlükleri silip süpüren bu rejim insanları mutlu edemez..” diye yazmışsa da faşizmin ve tetikçilerinin ortayı bulmaya çalıştığı için İPEKÇİ’nin yaptıkları ve yazdıkları hoşlarına gitmemiştir…

Mehmet Ali Ağca, “Abԁi İPEKÇİ’ye 5 – 6 el ateş ettim” demiştir. Olay yerinde ise 9 mermi ele geçirilmiş. Bu ifade ve 9 merminin bulunması ikinci bir katilin olduğunu ispat eder. İkinci katil Oral Çelik’tir. Oral Çelik ve Mehmet Şener suikastı beraber planlamışlar, Mehmet Ali Ağca’yı ԁa tetikçi olarak aralarına almışlardır…

       Mehmet Ali Ağca, idamla yargılanırken 1979 yılında ülkenin en iyi korunan Maltepe Askeri Cezaevinden kaçırıldı. Abdullah Çatlı, Bedrettin CÖMERT suikastından aranırken 1978’de Sakarya’da yakalandı. 48 saat sonra serbest bırakıldı. Uğur MUMCU’nun İPEKÇİ cinayetinin kilit ismi dediği Abdullah Çatlı 1982’de “MHP” davasıyla aranırken, Zürih’te Mehmet Şener ile birlikte sahte pasaportla yakalandılar ve yine 48 saat sonra serbest bırakıldılar.

       Uğur Mumcu; “Mehmet Şener iade edilirse İPEKÇİ cinayeti aydınlatılır, yitirilen her saniye önemli” diye ulusal basında yazmıştır. Aylar sonra Mehmet Şener yakalanıp yargılandığı halde delil yetersizliğinden serbest bırakıldı. Oral Çelik 1982 yılında İsviçre’de yakalandı. 10 gün sonra yine serbest bırakıldı.

Mehmet Ali Ağca Türkiye’ye döndükten sonra Malatya’da süren cinayet davasında dosyada bir EVRAKIN KAYBOLMASI üzerine tahliyesine karar verildi. Ağca’nın, İPEKÇİ cinayetinde tetik çektiğini söylediği Yalçın Özbey ise 1983 yılında Almanya’da kendi işlettiği lokalde gözaltına alınıp 2 ay sonra serbest bırakıldı.

Gazeteci-Yazar Abdi İPEKÇİ Anısına Neler Yapıldı?

Abdi İPEKÇİ Anısına 1980 yılında Türkiye ile Yunanistan’da ortak çalışmasıyla iki yılda bir verilmek üzere “Abdi İPEKÇİ Barış ve Dostluk Ödülü” karara bağlandı.

İstanbul Zeytinburnu ilçesinde Yedikule Zindanları yakınındaki spor salonuna “Abdi İPЕKÇİ Spor Salonu” adı verildi.

Öldürüldüğü Emlak Caddesi’nin adı 6 Şubat 1979’da İstanbul Belediye Meclisi kararıyla “Abdi İPЕKÇİ Caddesi” olarak değiştirildi.

2000 yılında, saldırıya uğradığı yere heykeltıraş Gürdal DUYAR’ın 70 santimetre granit Kaide üzerinde oturan 3,5 metre yüksekliğinde “Abdi İPЕKÇİ Barış Anıtı” heykeli dikildi.

Çağdaş Türk Romancılarından Ragıp Eşref FİLİZ’in 2013 yılında yayımlanan “Raul Mendez Ölmeli” isimli romanında, Abdi İPЕKÇİ adı, faşizmin, despotizmin ve ifade özgürlüğü karşıtı organizasyonların suikast kurbanı olup katledilen diğer Türk Gazetecileriyle birlikte anılmaktadır.

Abdi İPEKÇİ’nin Eserleri

Abdi İPEKÇİ Yayımlanmış eserleri; Afrika (1955), İhtilalin İç Yüzü (Ö. Sami COŞAR’la, 1965)  ve Dünyanın Dört Bucağından (1971) adlı kitaplarıdır.

Abdi İPEKÇİ Neden Katledildi?

Şahsi fikrim, Türkiye’de Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün yolundan sağlam giden, savunan, İlke ve Devrimlerini tüm baskılara rağmen yaşatmaya çalışan, geniş kitlelerce toplumda kabul görmüş asil Aydınlarımızı emperyalizmin uşakları olan faşistler katlediyordu. 68 dönemini, 78 dönemini özellikle anarşinin patlak vermesini sağlayan güçler, yeniden refah sağlayacak, devlet yönetiminde yer alabilecek, çağdaş laik devlet anlayışında rol olacak Aydınlarımızı bir bir anarşi diyerek katlettiler. Abdi İPEKÇİ’nin; “Vuran patlatıyor, çalan oynatıyor”, “Bütün totaliter rejimlere olduğu gibi komünizme de karşıyız. İnsanın geleneksel değerlerine inanmayan, mülkiyet hakkını kökünden yok eden, özgürlükleri silip süpüren bu rejim insanları mutlu edemez..”, “Basın hürriyetini koruma yolu, kendi kendini kontroldür”, “Öyle bir anayasa yapın ki, bir daha ihlali mümkün olmasın..” gibi daha birçok yazılarıyla devlet yönetiminde yapılmasına yön vermek istediği gerçeklerin acısını CANINI ALARAK ÖDETTİLER. Belki de, “Basın hürriyetini koruma yolu, kendi kendini kontroldür” diye yazdığı sözüyle canını alan Faşist tetikçiler; “sen kontrolden çıktın” demeye getirdiler…

Türkiye’nin durumu Abdi İPEKÇİ’nin katledilişinden 43 yıl sonra da aynı. Değişen, düzelen hiçbir yanlış olmadığı gibi milletimize, aydınlarımıza baskılar devam ediyor. Özgürlükler kısıtlanıyor. Yargılanmadan hapis yatan gazeteciler sıralamasında Avrupa’da 1.’yiz. Öğretmen coplayan polisler milletin değil, iktidarın polisliğini yapıyor. Ordu devlet idaresinde değil, tek lider ve daha kötüsü bir siyasi parti lideri idaresinde yönetiliyor. Ve daha devlet yönetimi demeye bin şahit isteyecek yanlış uygulamalarla her alanda pasifleşen, gerici yönetimlere teslim edilen bir ülke olduk…

Abdi İPEKÇİ katliamından çıkacağımız sonuç şudur; ORTANIN YAZARI olmanın da, Faşizmin ve ABD Emperyalizminin çıkarlarına dokunmak olduğunu Abdi İPEKÇİ katliamıyla öğrenen Milletimiz; artık NATO’dan çıkmadıkça, ABD’nin PKK oyununu ve başımıza yandaş hükümet seçtirme oyununu bozmadıkça ülkemizin refaha ulaşacağına inanmıyor…

Faşizmin ve Emperyalizmin Katlettiği Tüm Aydınlarımıza ve Abdi İPEKÇİ’ye Saygıyla… Ruhları Şad Olsun.

Beyhan BALABAN

Cumhuriyet’in KALEMİ