FLAŞ HABER:

GAZİANTEP İpekyolu Heber’de Ali DUYSAK Yazdı: Tarsuslu Şair Fatma ÖZGER BİLGİÇ’e Kültür Bakanlığı Kalem Şairi Unvanını Verdi

TARSUSLU ŞAİR YAZAR FATMA ÖZGER BİLGİÇ’E KÜLTÜR BAKANLIĞI TARAFINDAN KALEM ŞAİRİ UNVANI VERİLDİ 

TARSUSLU ŞAİR YAZAR FATMA ÖZGER BİLGİÇ’E KÜLTÜR BAKANLIĞI TARAFINDAN KALEM ŞAİRİ UNVANI VERİLDİ 

Mersin İl Müdürümüz olan Tarsus’un değerlerinden bugüne kadar birçok ulusal ve uluslararası etkinlik ve festivale imza atan ulusal ve uluslararası birçok yarışmadan ödül olan Şair Yazar Fatma Özger Bilgiç, edebiyat dünyasına on beş kitap kazandırdı. Ankara’da Kültür ve Turizm Bakanlığının açtığı sınavda tesbit kurulunun tamamının oyunu alarak Kültür Bakanlığı Kalem Şairi unvanına layık görüldü.

Özger mahlası ile şiirlerini yazan Şair Yazar Fatma Özger Bilgiç duygularını şöyle ifade etti:

“Şiir içten volkanlaşan bir duygudur. Bir bayan olarak çıktığım bu uzun ve zorlu yolda bazen çok zorlansam da şiiri ve edebiyatın her dalını çok seviyorum. Yazmak, duygulara dil olmak Allah’ın size verdiği bir görevdir. Her isteyen yazamaz, yazmak kolay görünse de özel bir yetenektir. Kalemden kaleme çok fark olacaktır. İyiler, çok iyiler ve daha yolun başında olanlar…

Her meslekte olduğu gibi, her yazan da üstat değildir. Üstat olmak öyle kolay değildir. Ama edebiyata emek veren her yüreği desteklemek, yüreklendirmek gerekir derim. Ben kendimi üstat görmedim asla. Edebiyat derya denizdir. Daha çok eksiklerimiz var. Bazıları bunu kabul etmese de kendini çok yukarılarda gören bence çok eksiktir. Kibir, kıskançlık, bencillik gibi olumsuz duygular asla edebiyata yakışmaz. Yüreği karartan her duygu sanata baltayı vurur. İnsanı küçümsemek insana yakışmaz.

Edebiyatçının kalemi de yüreği de önce sevgiye giden yol olmalı, incitmemeli, aykırı olmamalı… Yaraya tuz değil, merhem olmalı ve yeni yetişen, istekli kalemdaşlarına yardımcı olmalı, onları yüreklendirmeli, motive etmeli ve bilgisini onlarla paylaşmalı derim.

Ben, ilkokul sıralarında şiire başladım. İçimden geldiği gibi duygularımı ifade ediyordum. Başta kural ve düzene bakmadan her konuda her duyguya dil olmaya çalışıyordum. Yunus Emre, Âşık Veysel, Karacaoğlan, Ümit Yaşar Oğuzcan gibi şairlerin şiirlerinden hep etkilendim, duygulandım doğrusu. Zamanla kendimi geliştirmeye ve belli kuraları öğrenmeye yönlendirdim. Çevremdeki şair ve âşıkları tanıdıkça, kuvvetli kalemleri gördükçe daha çok eksiklerimi fark ettim.

Beni hece şiiri yazmaya ilk yönlendiren Rahmetli Ozan Dertli Şinasi idi. Özger mahlasımı da o verdi. Daha sonra Âşık Temel Turabi ve çevresini tanıdım. Onlar hece şiirine daha çok önem veriyorlardı. Temel abi beni bu konuda yüreklendirdi. Ben de çevremdeki üstat kalemlerden okuduğum şiirlerden etkilendim. Serbest yazdığım yedi şiir kitabımdan sonra heceye gönül verdim.

Var olan yoğun duygularımla her gün kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Kimseyle yarışmam, yarışım hep kendimle. Bildiğimi de paylaşırım kıskançlık kötü huy her ruha zarar verir.

Özellikle on beş kitabımın editörü edebiyat öğretmeni Halil Aksoy Bey’e teşekkür borçluyum. Kısacası bana balık tutmayı o öğretti diyebilirim. Emeğini hiç esirgemedi. Her daraldığımda, soru sorduğumda beni bilgilendirdi. Çırak usta şansım olmasa da Halil Hocam bana en çok emek veren diyebilirim. Bir şiiri bile defalarca değiştirdim nasıl diye rahatsız ettim. Sabırla beni hep iyiye, güzele yönlendirdi. Çabamı görüyor beni yüreklendiriyordu.

Sosyal medya face sayfamda tanıdığım, birçok şiir etkinliğinde gördüğüm, bildiğini öğretmekten zevk alan, hiç karşılık beklemeden bilgilerini gönüllü vermek isteyen değerli kalemler Mansur Ekmekçi, Erdoğan Pektaş, Taner Karataş gibi yüce gönüllü, üstatların da emeği benim üstümde var. İlk hece şiirlerimle onları rahatsız ettim diyebilirim. Çünkü onların fikri benim için önemliydi. Sorularım bazen bitmezdi ama onlar sabırla, benim her soruma cevap verdiler ve beni yüreklendirdiler.

Ben birilerine şiir yazdırıp, bu şiir benim, diyenleri çok gördüm. Bu emek hırsızlığı da beni hep üzdü. Mesele, Kültür Bakanlığından bu belgeyi almak değil. Her alan arkadaşım da hak etmiyor doğrusu. Kişi kendini geliştirmiyorsa hep aynı duruyorsa yazık derim.

Bu sınavda benden çok iyi olanlar da bu belgeyi aldı, bilgi olarak benden kötü olanlar da… Ben de almak istedim. Çünkü eksiklerimi de artılarımı da biliyorum. Kendimi her gün geliştirmeye çalışıyor, şartlarımı zorluyorum. Bu işi seviyor, yazdıkça da mutlu oluyorum.

Bizlere bu belgenin bir getirisi olmasa da bizleri motive ediyor diyebilirim. Ben kendimi sorgularken kendimi kalem şairi görüyorum diyebilirim. Sınavda da öyle dedim. Ben kalemi elime aldığımda yazarım. Atışma yapmak, doğaçlama şiir okumak, sayfalarca şiir ezberlemek bana göre değil dedim. O, büyük üstat işi bence. Gördüklerim, duyduklarım, yaşadıklarım ve hayal gücümün de yardımıyla her konuda oturur şiirimi yazarım. İyi ya da kötü binlerce şiirimi de böyle yazdım. Sekiz şiir kitabım ve bilgisayarda bekleyen yeni, eski şiirlerim böyle ortaya çıktı.

Ne yazık ki bazı arkadaşlarımız hâlâ uyak ve durak nedir bilmiyor. Kafiye ve redifi bile karıştırırken kendini üstat görmesi ve o kartı ha bire göze sokması, her şiirin altına unvan yazması beni de üzdü. Mesele bu kartı almak değil. Mesele her yerde her ortamda kalemiyle kavga eder gibi değil, her konuyu dile getirebilmek her ortamda şaire yakışan davranışı sergilemektir. İyi dost olmak, içi dışı bir olmak, küçük menfaatlerin hesabını yapmamaktır. Eksik aramadan artıları görebilmek en önemlisi insanı sevmek, canlı olan her şeyi sevmek ve korumak, üzmemek…

             Kalemin güzelliği, ustalığı sizi tarihe yazabilir, o sizi ilgilendirir ama benim gönlüme dostluğunuz yazıldıysa benim için o daha önemli derim.

Bana şiir yolculuğumda destek olan eşime, çocuklarıma ve son altı yıldır sırt sırta verip beraber on bir kitaba can verdiğim kitap ortağım Orhan Oyanık Bey’e teşekkür ediyorum. Birbirimizi çok güzel motive ettik. Birbirimizin yazdıklarına saygı duyduk, maddi ve manevi bu yükü paylaştık. Ortada büyük bir emek var ortak birçok program, on bir kitap ve birçok ortak dost biriktirdik bunu da herkes yapamaz sanırım. Darısı nicelerine diyelim.

Son olarak yanımda olan, bana güvenen herkese teşekkür ediyorum. Üzerimde emeği olan öğretmenlerime ve ismini sayamadığım değerli ustalarıma çok teşekkür ediyorum. Bu unvana layık olmaya çalışacağım .(15.12.2021)” ifadelerini kullandı.

Biz de İpekyolu Medya Grubu olarak Müdürümüzü kutluyor başarılarının devamını diliyoruz.

Ali DUYSAK

İpekyolu Haber Gaziantep