FLAŞ HABER:

Osman HOMURLU Yazdı: TARSUS TARİHİ ÇARŞISI -2- (TARSUS TARİHİ TİCARET MERKEZİ -2-)

 

       Osman HOMURLU Yazdı:

       TARSUS TARİHİ ÇARŞISI -2- (TARSUS TARİHİ TİCARET MERKEZİ -2-)

Tarsus Tarihi Çarşısının 1. Bölümünün yayınlanmasının ardından bu yazı ile 2. Bölümde tarihimizi ayakta duran canlı mekânlarıyla ve işletmecilerini saygıyla anarak ve hayatta olanları anlatmaya devam ediyoruz.

Tarsus Tarihi Çarşısında; Kemer ve Çeşme’nin bulunduğu köşeden Kırkkaşık Bedesteni’ne dönen yol üzerinde Aynacı-Camcı Halil ve ilerisinde usta bir palancı, tüfekçi, çakı yapan esnaflar vardı. Bu Kemer ve Çeşme’den kuzeye Hükümet Konağına doğru gidildiğinde, sağ köşede Duran Çataklı’nın çerçi dükkânı vardı. İleriye gidildiğinde ise sağlı sollu Kunduracılar Çarşısı bulunmaktaydı. Eski zamanın en meşhur kunduracıları Kunduracı Hammet (Işık) İş Bankası arkasında dükkânı vardı. Diğer bilinen kunduracı ise Kunduracı Fakı Selah idi. Onun dükkânı ise şimdiki Maliye’nin bulunduğu yerdeydi. Bilahare Vakıflar İşhanı yapıldığında buraya taşındı.

Kunduracılar Çarşısında ise Şıh Kalfa denen kunduracı vardı. Şıh Kalfa’nın kalfası arkadaşım Nihat (Aydın) idi. Dükkâna bu nedenle sık sık uğrardım. Şıh Kalfa kunduracılık yanında ocak olarak bilinirdi. Tarsuslulardan ekzama veya deri rahatsızlığı olanlar tedavi için Şıh Kalfa’ya gelirdi. O önce kopye kalemle ekzama olan yeri yazar, etrafını da çizerdi. Daha sonra hasta olan şahsı tiksindirecek şekilde ağzını doldurarak ses çıkararak bu bölgeye tükürürdü. Hepimiz onun bu hareketinden iğrenirdik. Daha sonra bizim eczanede yaptığımız Asit Borik Merhemini buraya sürerdi. Hasta bu işlemden memnun olarak Kalfa’ya ücretini öder giderdi. Hastaların çoğunun bu uygulamadan sonra iyi olduklarını duyardık. Muhtemelen hastalar iğrendiklerinden psikolojik olarak veya merhemin fayda etmesinden şifa buluyorlardı.

Yıkılan eski Belediye Sarayının bulunduğu yerde taş binada Tarsus Halkevi bulunuyordu. 1980’li yılların sonuna kadar aynı zamanda Tarsus Kütüphanesi olarak kullanılan Salon da bu binada hayat bulmuştu, ne yazık ki bu tarihi binalar sırayla ve zamanla yıkıldı gitti. Bu binanın doğu tarafında köşede Hammet Usta’nın kuru yemiş ve cezerye dükkânı vardı. Yanında Gazeteci Kamil Polat’ın dükkânı bulunuyordu. Halkevi’nin batı yanında ise Dava vekili Vanlı Hakkı Ege ve birkaç dava vekilinin yeri vardı. Halkevi’nin önünde geniş ve ağaçlıklı bir alan bulunuyordu. Ortada şimdi St. Paul Parkı’nda bulunan Hamisler’in Mermer Çeşmesi vardı. Daha sonraki yıllarda Hamisler’in Çeşmesi eski Hükümet Konağının yanına yapılan Maliye Binasının önündeki boşluğa taşındı. Alanın yol tarafında dizili seyyar ayakkabı boyacıları müşterilerini kabul ediyorlardı. Bu alanda bulunan çam ağaçları altında Şip Şakçı denilen fotoğrafçılar Hebik ve Foto Felek müşteri beklerdi. Halkevi’nin önünde yine sinema kartalyaları mevcuttu. Alanın doğusundaki yol üzerinde de Tarsus’ta Kerrusa veya Körüklü araba denilen Faytonlar sıra ile arka arkaya dizilir kısmetlerini gözlerlerdi. Bu faytonların körük, oturulacak yerleri siyah deriden yapılırdı. Metal kısımlar ise pirinçten olurdu. Bu sarı metal akşam saatlerinde pırıl pırıl parlardı. Atların bakımına özen gösterilir. Sırada beklenildiğinde atlara yem torbaları takılırdı. Bir müşteri geldiğinde ise torbalar alınır. Yola çıkılırdı. Atatürk Eşi Latife Hanım’la 17 Mart 1923 tarihinde ilk kez geldiği Tarsus’ta bu evde misafir edilmişti. Buna rağmen bu tarihi bina yıkıldı. Yerine 1959 yılında mimarı Nuri Abaç olan Belediye Sarayı’nın temeli atıldı. Bitirilerek hizmete alındı.

Halkevi’nin karşısında sonradan yıkılan iki katlı taş bina olan Hükümet Konağı ve bitişiğinde Belediye binası bulunmaktaydı. Önünde geniş bir bahçe, bahçenin doğu tarafında Belediye tarafından verilen Seher Togo’nun çalıştırdığı pul, milli piyango, sigara satışı yapılan gişe vardı. Arkası ise Jandarma Karakolu idi. Karakolun bitişiğinde ise Ümit Sönmez’in amca çocukları olan Aytekin ve Vedat (Sönmez) birlikte tuhafiye dükkânı çalıştırırlardı. Bilahare Aytekin Sönmez İstanbul’a gitti ve orada İstanbul’un en genç ve güçlü kabadayısı oldu. Bu dükkânın yanında ise Sıtkı Tanrıöver’in ayakkabıcı dükkânı bulunmaktaydı. Arkada bulunan Jandarma Karakolu’nun gerisinde ise Tarsus Kapalı Cezaevi vardı.

Vakıflar İş Hanından Zorbaz Otel tarafına gidildiğinde aynı sırada Şerbetçi Abdurrahman (Gür) humus dükkânı vardı. Tarsus’ta, Abdurrahman (Gür) ve kardeşi Bekir (Gür) Şerbetçilik ve Ayranları ile meşhur olan esnaflardı. Son zamanlarına kadar Abdurrahman Amca, dükkânında nefis humusunu yapmayı sürdürüyordu. Dükkânın vitrinine ise kavanozlar içerisinde regarenk turşuları koyardı. Kendi el yapımı turşuları da nefisti. Humusun Yanına çeşitli turşular servis edilirdi. Karşı tarafta, Kürt Kamil’in ünlü fırını vardı. Ekmekleri çok lezzetli olurdu. Tarsuslular onun ekmeğini tercih ederdi.

Şimdiki Zorbaz Otel karşı köşesinde Tarsus’un en ünlü Baklavacısı Yusuf Sarı’nın baklavacı dükkânı vardı. Eskiler “Baklavacı Yusuf, baklavasını satıp bitirmeden diğer baklavacılar baklava satamazlardı” derler.

Eski Halkevi Binası yerine yapılan Belediye Sarayı’nın zemin katında bulunan Tarsus’un seçkin bir lokantası vardı. Sofra Lokantası. Belediye Sarayı da daha sonraları Halkevi Binası gibi yıkıldı.

Kunduracıların arka sokağında, yani eski Halkevi’nin, bilahare Belediye Sarayı’nın arkasındaki sokakta Tarsus’un Bakırcılar Çarşısı bulunmaktaydı. Burada Kalaycılar da vardı. Bilinen Bakırcılardan halen dükkânı çalışan Agop Göçeroğlu’nu söyleyebiliriz.

Kunduracılar ve Bakırcılar Çarşısına Tarsus’ta “Melek Girmez” denilirdi. Bu ismin verilmesinin nedeni eski yıllarda burada Genel Evi varmış. Buraya bu sebeple Tarsuslu hanımlar girmezlermiş. Bu sebeple bu sokağa “Melek girmez” adı verilmiş. Sonradan Genel Evi buradan taşınmasına rağmen bu sokağın ismi bu şekilde anılarak kalmış.

Kunduracılar Çarşısından Hükümet Konağına doğru gidildiğinde sağa dönülen eski postaneye bilahare Santral Pavyon’a giden ara yolun her iki tarafında Tenekeciler Çarşısı vardı. Burada İhsan Eker, Sabri Gür, Behçet Usta’nın tenekeci dükkânları bulunmaktaydı. Eski Postane (Santral Pavyon) binasının altında önce Kara Mehmet’in kebapçı dükkânı vardı. Kebapçı dükkânının önünden merdivenle Göz Palas tarafına giden yola inilirdi. Bu yola inildiğinde solda Vahit Çopur’un tuhafiyeci dükkânı vardı. Yanında sağda ve karşıda köşkerler bulunuyordu. Bunlar o zamanlar köylülerin giydiği yemenileri dikerlerdi. Makam Camii’ne doğru gidildiğinde de sağlı sollu hazır elbise satan dükkânlar vardı. Buralarda Tarsus’a özgü şalvarlar ve kasketler de satılırdı. Aynı yöne gidildiğinde sağda eskiden Şadırvanlı Han vardı. 1960’lı yıllarda Şadırvanlı Han yıkıldı. Yerine Şadırvanlı Otel yapıldı. ( 3 )

Tarsus Tarihi Çarşısı’ndan bahsedip, bu çarşı içinde bulunan zamanın Gece Kulüpleri ve Pavyonlarından söz etmemek mümkün değildir. Eski yıllarda Tarsus’un erkeklerinin müdavimi olduğu Pavyonlar Eğlence Mekânlarıydı. Canlı müzik yapılan birçok ünlü sanatçının da sahne aldığı mekânlardı. Türkiye’de İstanbul’da parlamadan önce birçok ses sanatçısı önce Tarsus ve Adana Pavyonlarında sahne almıştır.

Bizim gençlik yıllarımızda eski Postahane Binası, üstünde Santral Pavyon bulunuyordu. Bu pavyonu Temiz Süleyman, oğlu ile birlikte çalıştırıyordu. Ateşler Kuruyemiş’in bulunduğu binanın üst katında ise Mehmet Altıparmak ve Keklik Cemil’in kurdukları Huzur Pavyon faaliyeteydi. Vakıflar İş Hanı bodrum katında ise Güney Bölgesinin seçkin Pavyonu Kabera 33 çalışıyordu. Bu pavyonu Mehmet Altıparmak çalıştırdı. Bu pavyon pavyonlar arasında en ünlüsüydü. Ünlü Gazelhan ve Şarkıcılar burada program yapardı. Abdullah Yüce’nin uzun zaman burada sahneye çıktığını anımsıyorum. Müslüm Gürses, Bergen, İbrahim Tatlıses, Selahattin Alpay, Nuri Sesigüzel, İzzet Altınmeşe ve daha birçoğunun burada henüz ünlü olmadan sazıyla programa çıktını biliyoruz. Gazelhan Kaplan Tarsuslu ve Türkücü Şükran Ay zaman, zaman burada program yapmışlardır. Kabera 33 birçok sanatçının yetiştiği pavyondu…

Birbirlerine çok yakın bu pavyonlar dışında, yine tarihi çarşı içinde şimdiki TİY Oto Parkı’nın karşısındaki binada Keklik Cemil’in çalıştırdığı Köşk Pavyon vardı. Pavyonlar daha çok çiftçilerin mahsullerini kaldırdıkları mevsimde dolar taşardı. Hatta Bülent Ecevit’in pamuğa 10 lira verdiği yıl pavyonların önü sıra halinde taksilerle dolu olurdu.

Şadırvanlı Otel’i geçince Makam Camiine varmadan sağda zamanının iyi çalışan Otellerinden Göz Palas bulunuyordu. Göz Palas’ın yerinde şimdi Makam Otel faaliyet göstermektedir. Göz Palas’ın karşısındaki arada çorbasıyla Meşhur Tahtalı Mahmut’un lokantası vardı. Göz Palas Binasının Kubat Paşa Medresesine bakan tarafında, zemin katta Kebapçı Süleyman’ın kebapçı dükkânı vardı. Süleyman geçtiğimiz yıllarda vefat etti. Halen bu kebapçı dükkânı Ömür Kebap Lokantası olarak oğulları tarafından çalıştırılmaktadır.

Göz Palas binasının karşısında, Kubat Paşa Medresesi tarafında iki katlı Berdan Palas Oteli çalışmaktaydı. Bu bina yıkıldı.

Tarihi çarşıda bulunan dükkânlar genellikle tek katlı taş binalardı. Önlerinde kemerler vardı. Ancak Osmanlı dönemindeki görünümlerini genellikle korusalar da, Cumhuriyet döneminde bazı ilaveler ve müdahaleler görmüş oldukları gözlenmektedir. Çarşı içinde yer yer yeni binalar da yapılmıştır, fakat konut bulunmamaktadır. Tarihi ticaret merkezini, eski yüzyıllardan bu yana Tarsus hangi devletin şehri olursa olsun aynı şehir merkezinde oturum devam etmiş ve tarihi evlerin bulunduğu eski mahalleler ticaret merkezini çevreleyen bir mimari olarak ayakta durmaya çalışmıştır. Fakat Cumhuriyet döneminin 1950 sonrasında tarihi binalara sahip çıkılmamış, tam aksine yıktırılması için hep çaba harcanmıştır.

Tarsus tarihi çarşısında, 1 Aralık 1923 tarihinde geceleyin çıkan bir yangını, zamanına göre çok güçlü olan Tarsus İtfaiyesi, Şimendifer Kumpanyası Tulumbası, Mavromati Fabrikaları Tulumbaları yangına müdahale ederek zorla söndürmüşlerdir. Yangında 35 dükkân, 3 Kahve, Teceli Hanı, Saray Hanı’nın bir kısmı, 2 fırın, bir otel tamamen yanmıştır. ( 4 )

Tarsus Belediye Başkanı Muaffak Ziya Uygur, yangın öncesi çarşının üstü kapalı olduğundan, yangından sonra dükkânların açıldığı sokak üstlerini kapatmamış, açık kalmasını sağlamıştır. Tarsus Belediyesi, 2012 yılında yıkılmakta olan Kırkkaşık Bedesteni karşısındaki bazı dükkânları yıkmak isterken, Adana Koruma kurulu müdahale etmiş, yıkımı durdurmuştur. Bunun üzerine Tarsus Belediyesi, tarihi çarşıda bulunan dükkânların restorasyonu için ŞART KOŞAN girişimlerde bulunmuş, Mersin Üniversitesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü’nden Yrd. Doçent Dr. Tolga Ünlü ile Akdeniz Kent Araştırmaları merkezinden uzman Tülin Selvi Ünlü tarafından hazırlanan Tarsus Tarihi Ticaret Merkezi Kentsel Tasarım Projesi yapılmış, Tarihi Kentler Birliği’nin açtığı yarışmada proje başarı ödülü almıştır.

Tarsus Tarihi Ticaret Merkezi Kentsel Tasarım Projesi uygulanmış, eski dükkânlar restore edilmiş, ayakta kalmaları sağlanmıştır. Proje henüz tam anlamıyla bitirilememiş, yer yer çalışmalar sürmektedir. Daha doğru sürdürülmesi yıllardır durmuştur. En kısa zamanda yeniden gündeme alınıp bitirilmesini diliyoruz. Tarsus Tarihi Ticaret Merkezi Kentsel Tasarım Projesi uygulamasının tamamlanmasıyla, Tarsus’un tarihi çarşısı kurtarılmış, kentin bir cazibe merkezine daha kavuşması sağlanmış olacaktır.

       Tarsus’ta Lezzet Noktaları Arayanlar da Yine Tarsus Tarihi Çarşısı’na Tarihten Gelen Bir Alışkanlıkla Uğrayacaklardır

Tarsus’un en eski Pastanesi olan asırlık Gençlik Pastanesi de 6-7 yıl kadar önce eski yeri olan Hurmalar Caddesinden Hükümet Konağı karşısındaki yeni yerine taşındı. Muharrem Uydacı’nın kurduğu pastane, oğlu Hüseyin Uydacı tarafından çalıştırılmakta. Sabahları sunduğu meşhur böreği, ayranı ve limonatasıyla Tarsuslulara ve gelen misafirlere hizmet vermeye devam ediyor.

Tarsus Tarihi Çarşısının göbeğinde, Abacı İş Hanı karşısında, asırlık lezzet durağı Kebabçı Eyüp, Ustası Yusuf Doğaroğlu’nun maharetle sunduğu Tarsus Kebabı, Fındık Lahmacun, bol yeşilliği, salatası, ayran ve Tarsus Şalgamı, güler yüzlü elemanlarının servisi, temizliği ve güvenilirliğiyle Tarsuslular ve misafirlerini ağırlamaya devam ediyor.

Yıllarca Selçuk Toğo’nun dükkânının sırasında, İş Bankası karşısındaki dükkânında hizmet eden, ancak, 7 yıl kadar önce Tarihi Çarşı içinde bir tarihi dükkânı restore ettirerek buraya taşınan, Tarsus’un eski kebapçılarından Yeni Ada Kebap Salonu da Tarsus Kebabı ve Tarsus Fındık Lahmacununu sunmayı sürdürüyor.

Kebapçı Eyüp karşısında, Abacı İşhanı’na ait dükkânında hizmet veren Kervan Hummus, yine Amerikan Koleji yolu üzerinde bulunan Dededen devam eden Ustalıklarıyla en eski Usta Humusçu Ailesi olan Akın Hummus, Tarsus’ta yemek olarak sıcak tüketilen tescilli, patentli Tarsus Hummusu’nu çok iyi yapan Humusçu Lokantalarıdır. Her ikisi de daima ödül alarak kalitelerini ve tarihi sahiplenmeyi takdir görerek başarmışlardır.

Abacı İş Hanı zemin katta Amerikan Koleji tarafında fındık lahmacun yapan Sofioğlu Lahmacun başka bir lezzet noktası, son yıllarda kurulan lokantanın sahiplerinin, aslında Dedeleri eski ustalardan, torunlar yeniden aile mesleklerine dönüş yaptı demekte fayda var.

       Eski Kasaplar Çarşısında; Künefeci Sadık nefis künefelerini Tarsuslular’a ve misafirlerimize sunuyor.

Eski Kuyumcu Çarşısı 3401 sokak üzerinde ev yemekleri yapan Akvaryum Lokantası, ev yemeklerini çok güzel yapıyor.

Akvaryum Lokantası’nın arkasında ara sokakta dükkânında Tarsus’a özgü lezzetlerden şeker sucuğu imalatçısı Şekerci Doğan Şen Usta faaliyet göstermekteydi. Vefat etmesi sebebiyle birlikte çalıştığı oğlu Bayram Usta, evlerinde kurdukları imalathanelerinde ürettiği cevizli ve fıstıklı şeker sucuğunu iş yerinde Halka ulaştırmayı sürdürüyor.

Eski yıllarda Tarsus Baklavası meşhurdu. Tarsus’a gelenler mutlaka baklava götürürdü. Tarsuslu meşhur usta Yusuf Sarı’dan ustalığı öğrenen aile fertlerinden Yücel Keleşoğlu Usta meşhur Tarsus Baklavasını Tarihi Çarşı’nın İş Bankası karşısındaki dükkânında Tarsuslulara ve gezginlere sunmayı sürdürüyor.

Yine Ticaret ve Sanayi Odası önünden Hükümet Konağına çıkan yol üzerinde, arabasında Mamülcü Mümin Usta, meşhur Tarsus Mamulünü satmayı sürdürüyor.

Tarihi Tarsus Çarşısı, Tarsus’a gelen gezginlerin, eskiden olduğu gibi ziyaret etmek istedikleri bir cazibe merkezi olmayı sürdürecektir. Bu çarşının yıkılmayıp, restorasyonu Tarsus Kenti için tarihi ve kültürel değerlerimizi sürdürmek için bir kazanç olmuştur…

Başta; Adana Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kuruluna ve çarşımıza sahip çıkan Tarsus Belediye Başkanlarına teşekkür ediyoruz. Fakat daha fazla sahip çıkılması, tüm sofra kültürlerimize, yaşam kültürü üretimlerimize sahip çıkıp yaşatmamız lazım…

 

Osman HOMURLU

Emekli Cumhuriyet Savcısı

TARSADER Başkanı

TARİGDER Tarsus Tarihi Koordinatörü

Kaynak:

( 3 ) Haluk GÜR ve Ümit SÖNMEZ. (Kaybettiğimiz Arkadaşlarımı Saygı ve Rahmetle Anıyorum)

( 4 ) Tarsus Belediyesi ARŞİVİ