ANTİK TARSUS’UN TAŞ DEVRİNDE YAŞADIĞI BELGELENDİ
Tarsus Ticaret ve Sanayi Odasının Tarsus tarihi çalışmalarına verdiği destek ve katkılar devam ediyor. Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi Arkeolog Doç. Dr. Deniz KAPLAN, Tarsus Ticaret ve Sanayi Odasının düzenlediği Basın Toplantısında çok önemli tarihi bilgileri, tarihi belge ve kalıntıları kamuoyuna basın yoluyla açıkladı.
Basın Toplantısına, bizzat Tarsus Müze Müdürü Doğukan ALPER, Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı H. Ruhi KOÇAK ile Başkan Yardımcısı Fuat TOGO katıldılar.
Doç. Dr. Deniz KAPLAN konuşmalarına başlarken, Tarsus Hinterlandı Arkeolojik Yüzey Araştırmaları Projesine duyarlılık gösteren, Ticaret Sanayi Odası Başkanlığına ve özellikle Ruhi KOÇAK ile Fuat TOGO’ya tarihi araştırmalarında sağladıkları maddi-manevi desteklerinden dolayı çok teşekkür etti.
2016 ile 2022 yılları arasında hızlandırılarak ve çalışma alanları genişletilerek çok kapsamlı bir araştırma haline gelen çalışma mücadelelerini tek tek anlattı. Öncelikle Gözlükule Bölgesi, ardından Sağlıklı Köyü Antik Yolu güzergâhındaki tüm Tarsus Köylerine yayılan tarihi çalışmalarda Hititler dönemindeki bulgulara rastlandığını açıkladı. M.S. 222 ile 235 yılları arasındaki süreçleri anlatan yazıtlar ve el aletleri bulundu.
TARSUS HİNTERLANDI
2016 yılından itibaren TARSUS HİNTERLANDI denilen kent merkezi dışında kalan Tarsus’un dağlık arazisinde gerçekleştirilen arkeoloji çalışmaları Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası desteğiyle ORTA ÇAĞA kadar uzanan tarihi bulgulara, ardından 2020 sonrasındaki çalışmalarla TAŞ DEVRİNE kadar uzanan tarihi yazıtlara ve tarihi eşya ile bulgulara ulaştı.
azıYlarımda sürekli dile getirdiğim Tarsus’un tarihte hep BAŞKENT olduğu gerçeğine Doç. Dr. Deniz KAPLAN da değindi. Tarsus’un Donuktaş TAPINAĞI gibi dağlık bölgelerinde de iki ayrı TAPINAK bulundu. Çalışmaların bitmesine birkaç köy kaldı. Araştırmalarda KIRIT köyünde büyük bir Antik Zeytin Atölyesine, Antik Zeytin Kırma Taşlarına rastlandı. Büyük bir fabrika gibi duvarlarıyla ve içindeki kırma taşlarıyla antik çağdan şimdiki zamana el sallayan bir işletme Tarsus’a geçmişten göz kırpıyor..
Tarsus’un dağlık arazisi çalışmalarında yine GÖÇÜK Köyünde HAMAM bunlundu. Ardından HACI HAMZALI Köyünün KALESİNDE tam tepede bir antik yapı var, burası bir ibadethane. Yapılan araştırmalarla daha gerideki tarihlere ait bilgilere ulaşılınca tıpkı Donuktaş gibi Hristiyanlığa ait ibadethane olmadan önce bu yapının bir TAPINAK olduğu anlaşıldı. Bu bölgelerde yaşayanların daha önce Yahudi olup sonra Hristiyanlığı seçerek tapınakları ibadethanelere çevirerek yaşadıkları belgelenerek ortaya çıktı.
SARI ŞIH Köyünde bir çift eşin mezarına iki LAHİT’e ulaşıldı. Bu iki mezarda yatan eşlerin bulundukları yörede zamanın zengini olduğunu mezardaki yazıtlardan, şekillerden, eşyalardan ve bulgulardan anlıyoruz.
TARIM TANRIÇASI KARSAİDİS İBADETHANESİ
Tarsus’un KAPIZ denilen yöresinde MEŞELİK-KEŞBÜKÜ civarında TARIM TANRIÇASI KARSAİDİS için yapılmış bir ibadethane bulundu. Yine aynı yörede OPSİDYEN denilen tarihte Kesici Alet olarak kullanılan taşlar bulundu. Bu taşlar tarihte üretim merkezlerinde ve yaşamda süs eşyası olarak kullanılmış. Antik tarihteki adı OPSİDYEN. Çalışmaların yapıldığı bu dağlık arazi bölgesinin Gözlükule kazılarında bulunan tarihi süreçten daha eski olduğu OPSİDYEN Taşları ile de kanıtlanmış oldu.
TARSUS’UN EN ESKİ HEYKELİ ve İSİS KAVMİNE AİT YAZITLAR BULUNDU
Tarsus dağlık arazisinde TARSUS HİNTERLANDI olarak adlandırılan bölgede yine en eski heykel bulundu. Antik Tarsus hakkında bilgi veren YAZITLAR bulundu. Arkeolog Doç. Dr. Deniz KAPLAN Ekibiyle birlikte yazıtlardan çok faydalandıklarını ayrıca açıkladı. KEŞBÜKÜ yakınlarında bulunan heykel ve yazıtlar ESKİ YUNANCA alfabesine ait. Şimdiye kadar bulunan tarihi bilgilerle Tarsus’un hangi kabilelerden (kavimden-boylardan) oluştuğunu biliyorduk. Bu yazıtla Tarsus Antik Tarihini artık tamamen kabul ederek İSİS Kavmine ait yaşamın Tarsus’ta başlayıp hüküm sürmüş olduğu resmen kanıtlandı.
Doç. Dr. Deniz KAPLAN; çalışmalar bittiğinde ULUSAL MEDYA önünde açıklamaların yapılacağını, bulunan kanıtları, yazıt belgelerini ve antik eşyalarla birlikte çok güzel bir tanıtım programı yapacaklarını açıkladı.
2016’da başlayan Tarsus Hinterlandı Arkeolojik Yüzey Araştırmaları Projesi, 2022 yılında bulunan tarihi antik yol ve bilgilerin izinin sürülmesiyle hızlandı. Ankara Yolu üzerindeki tüm köylerde KIZILÇUKUR ve ALİBEYLİ’den başlayarak çalışmalar hız kazandı. Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz KAPLAN ve Ekibi köylerdeki tüm ÖREN yerlerini incelemeye devam ediyor. Tarsus’un tüm dağlık arazisindeki köylerin birkaçı hariç neredeyse tamamı incelendi. İncele sonuçlarını şu ana kadar iki kitapta topladı. Birinci kitabı Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası desteği ile ikinci kitabı Tarsus Belediyesi desteği ile yayımlattı. Şimdi üçüncü kitabı bu çalışmalar sonucunda yayımlanacak.
Dünya tarihinde 20 BİN ile 30 BİN yıl öncesi aralığında üretimde ve yaşamda kesici alet olarak kullanılan ve bu aletlerle yapılan işlerin Tarsus Dağlık kesimlerindeki Arkeoloji Adı TARSUS HİNTERLANDI olan bölgede bulunan yerlerde kullanılmış. Böylece bulunan bu taşlar ile Tarsus Tarihinin 20 BİN yıl ile 30 Bin yıl arasında hüküm sürdüğü de kanıtlanmış oldu.
Tarsus OLUKOYAĞI Köyünde ORTA ÇAĞA ait kalıntılar bulundu. ULAŞ Köyünden başlayıp, 3,5 metre uzunluğunda 4 metre genişliğinde KEŞBÜKÜ mevkiine kadar giden antik yolun bu bölümü bulundu.
Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz KAPLAN ve Ekibi, Göçer Yollarını da inceliyor. Göçer Yolları üzerindeki ROTALARDA yaşanılmış kanıtlara rastlanılıyor.
Çamlıyayla’dan Ereğli’ye giden Antik Göçer Yolunda Taş Devrinde SEDİR AĞAÇLARININ kesilip bu yol üzerinden Ereğli’ye götürüldüğü kanıtlandı. Müthiş bir coğrafyaya sahip olan Tarsus Hinterlandı tarihe daha çok ışık tutacak gözüküyor.
Tarsus Hinterlandında ayrıca Orta Çağ ve Taş Devrine ait yaşanıldığı, bulunan Antik HANLAR, HAMAMLARLA ispatlanmış oldu. KOZOLUĞU ve SARI ŞIH alanına kadar antik yollar ulaşıyor. Antik Yollar üzerinde hanlar, hamamlar mevcut.
Bulunan bu Antik Yollar üzerinde çok fazla TARİHİ ÇEŞMELER var.
YÜRÜYÜŞ ROTASI PROJESİ
Doç. Dr. Deniz KAPLAN; “Bu yol üzerinde Yürüyüş Rotası belirleme Projesine başladık. Dağ Yürüyüşleri gezilerinde Tarsus Hinterlandının da bulunması için çaba harcayacağız. Projeyi geliştirdiğimiz yol üzerinde restore edilebilecek KOZOLUK’TA bir HAN bulduk. KOZOLUK Han olarak restore edilip turizme kazandırılabilir. Tam 7 kilometrelik bir dağ yolu ve bu Han hazır bulunmuş, sadece el atmamızı, yaşama yeniden kazandırmamızı bekliyor” dedi.
Önemli projeleri açıklamaya devam eden KAPLAN; “Restore ederek turizme kazandırmanın yanı sıra bölgedeki okullarda bölgenin tarihini anlatan eğitim programlarının projesini de hazırlıyoruz. Ayrıca Tarsus’la ilgili yeni bir tarih dizi programı Tarsus’a yakışır şekilde yeniden yapılmalıdır. Bu konularda çalışmalarımız bitmeden kolları sıvayıp projelerimizi de ayrıca şekillendiriyoruz” dedi.
PALEOLİTİK ÇAĞ (Taş Devri)
Paleolitik Çağ günümüzden 2 milyon yıl önce yaşama başlamıştır. Paleolitik Çağda insanlar kesici aletleri çok fazla kullanırlardı. El baltaları, taş bıçaklar, kazıyıcılar, oklar, mızraklar gibi. Tarsus Hinterlandında PREHİSTORİK aletler bulundu. Bunlar kesici taşlar olup taş devrinde Taş Bıçaklar ve Kazıyıcılar olarak adlandırılıyor. M. Ö. 2. Yüzyılda yaşamda önemli yer alan bu kesici aletler Tarsus Antik Tarihi için çok önemli belge ve bulgulardır.
Tarsus Ticaret ve Sanayi Odasının Tarsus ve Mersin Basınına düzenlediği bu verimli ve bir o kadar geleceğe ışık tutacak, her alanda Tarsus’a faydası olacak tarihi çalışmayı nefesimiz kesilerek dinledik ve videoda belgeleriyle izledik.
Tarsus Ticaret Odası Başkanı H. Ruhi KOÇAK, Doç. Dr. Deniz KAPLAN’a şu soruyu sordu; “Eğer size sonsuz imkânlar tanınsaydı, bulduğunuz araştırmalar sonucunda daha neler yapardınız?”.
Doç. Dr. Deniz KAPLAN; “Bulduğumuz tarihi bilgilerin her alana ulaştırılmasını, eğitimde kullanılmasını, tanıtılmasını sağlayarak, Tarsus adına tarihi anlamda neler yapılabilecekse elimizden geldiğince yapıp, çalışmalarımıza daha da büyük çapta bir ekiple bölgemizde devam ederdik” dedi.
Basın Mensuplarının sorularının ardından Tarsus Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı H. Ruhi KOÇAK ile Başkan Yardımcısı Fuat TOGO, Doç. Dr. Deniz KAPLAN’a Tarsus’un tarihi objelerinden bir sanat çalışmasını hediye ederek teşekkür ettiler.
Sorulan bu anlamlı soru ve verilen bir kadar önemli yanıtla yüreğimize tuz serpercesine TARSUS’U SAHİPLENENLERİN olduğunu görmek biz Basın Mensuplarını memnun etti. Tarsus için yapılacak her çalışma önemlidir. Tarsus Ticaret ve Sanayi Odasına ve Mersin Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Deniz KAPLAN ve EKİBİNE sonsuz teşekkürlerimizi iletir, başarılarının devamını dileriz.
Beyhan BALABAN
Cumhuriyet’in KALEMİ