Gençlerimiz Gelecek Kaygısı Olmadan Yaşamayı, Sorunlarına Kalıcı Çözümler Üretilmesini İstiyor!
Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Kurtuluş Savaşı ile başlayan ve emperyalistlerce işgal edilmiş bir ülkeyi esaretten kurtarmak için atılan ilk önemli adım olan 19 Mayıs 1919’un üzerinden 102 yıl geçti. Türkiye halklarının emperyalizme karşı mücadelesinin en önemli simgelerinden birisi olan 19 Mayıs, Türkiye gençliğine ‘Gençlik ve Spor Bayramı’ olarak armağan edildi.
Gençliği bu denli önemseyen bir ülkede gençler bir yandan yoğun gelecek kaygısı içinde yaşamlarını sürdürüyor, diğer yandan eğitim ve çalışma koşulları açısından ciddi sorunlarla karşı karşıya bulunuyor. 19 Mayıs, genellikle gençlere övgülerle anılan bir gün olarak kutlansa da, gençlerimiz evde, sokakta, okulda, üniversitede, iş yerlerinde sömürü ve tahakküm altında, baskıcı ve otoriter uygulamalarla karşı karşıyadır. Gençliğin kendisini özgürce ifade edebilmesinin, kendi talepleri için örgütlenmesi ve mücadele etmesinin önüne sürekli yeni engeller çıkarılmaktadır.
Toplumsal bir kategori olarak bakıldığında nüfusun en dinamik kesimlerini oluşturan gençler, tıpkı geçmişte olduğu gibi, günümüzde de potansiyel tehdit olarak görülmekte, sözleri ve sesleri kısılmak istenmekte, talepleri görmezden gelinmektedir. Egemen güçler bir taraftan gençliği tehdit olarak görürken, diğer taraftan onların mevcut baskıcı düzenin devamı için ‘eğitilerek’ kapitalist sistemle uyumlu bireyler olması için devletin bütün ideolojik ve zor aygıtları adeta seferber edilmektedir. Gençlerimiz ırkçı-şoven politikalar eşliğinde bir taraftan sisteme kazandırılmaya çalışılırken, diğer taraftan hızla eğitim dışına itilerek, fabrika ve atölyelerin ucuz iş gücü ‘kaynağı’ olarak ağır çalışma koşulları altında çalıştırılmaktadır.
Irkçılık, milliyetçilik ve din istismarını ilke edinmiş siyasal hareketlerin, özellikle meslek liselerinde gençleri nasıl kuşattığı, yıllardır nasıl şiddet sarmalının içine çektiği çok iyi bilinmektedir. Türkiye’de gençlik, bir bütün olarak, geleceksizliğin kendisine kader olarak dayatıldığı nitelikli eğitim olanaklarından yoksun ve umutsuzluk içindedir. Toplumsal yozlaşma ve çürüme en çok gençleri etkilerken, gençlik eşit olmayan koşullara, geleceksizliğe mahkûm edilirken, önemli bir kısmı uyuşturucu, çeteleşme vb. etkenlere yönelmekte hatta yönlendirilmektedir. Özellikle kentlerin yoksul kesimlerinde, eğitim hakkından yoksun, yoksulluk içinde hayata atılan ve iş bulma olanakları son derece kısıtlanmış olan emekçi gençlik yığınları, her tür gerici, ırkçı, şoven propagandaya maruz kalmaktadır. Bunun yanında uyuşturucunun, adi suçların en açık hedefi yine gençlik olmaktadır.
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre, 2020 yılı sonu itibarıyla Türkiye’nin toplam nüfusu 83 milyon 614 bin 362 kişi iken, ülke genelindeki genç sayısı 12 milyon 893 bin 750’dir. 15-24 yaş grubundaki genç nüfus toplam nüfusun %15,4’ünü oluşturmaktadır. Genç nüfusun %51,3’ü erkek; %48,7’si ise kadındır.
Bir yıldan uzun süredir devam eden Kovid-19 salgınının emek piyasasında yarattığı tahribattan en fazla etkilenen kesim gençler olmuştur. TÜİK’in açıkladığı Mart 2021 verilerine göre, resmi genç işsizlik oranı ortalama yüzde 25’tir. Genç erkeklerde işsizlik % 21,9 iken, bu oran genç kadınlarda % 30,1 olarak gerçekleşmiştir.
TÜİK’in ‘İstatistiklerle Gençlik 2020’ raporuna göre ‘ne eğitimde ne istihdamda olan’ gençlerin oranı 2019 yılında %26,0 iken 2020 yılında %28,3 olmuştur. Genç erkeklerde ne eğitimde ne istihdamda olanların oranı % 21,2 iken genç kadınlarda bu oran %35,7’dir. Toplumsal yaşamın bütün alanlarında olduğu gibi, gençlik içinde de özellikle kadınlar açısından ortaya çıkan tablo toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini açık biçimde ortaya koymaktadır.
Hem eğitimli hem de eğitim hakkından yoksun bırakılan gençlik arasında işsizlik oranı hızla artmakta, geçim şartları zorlaşmakta ve gençlerimiz gençliklerini yaşamaktan çok uzak koşullarda yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Türkiye gençliği, adeta işsizlik ve güvencesizlik batağına saplanmış durumdadır. Ataması yapılmayan 500 bini aşkın genç öğretmen atama beklerken, yüz binlerce öğretmen ya asgari ücretin altında maaş alarak ücretli öğretmenlik yapmakta ya da kendi mesleği dışında başka işlerde çalışmak zorunda bırakılmaktadır.
Gençlerin, ilkokuldan başlayarak ırkçı ve gerici bir temelde örgütlenmesini hedefleyen, dünyayı gerçekte olduğu gibi değil, egemen güçlerin onlara göstermek istediği gibi görmesini isteyen bir eğitim sistemi içinde, sağlıklı bireyler olarak kendisini gerçekleştirmesi mümkün değildir. Bilim dışı ve dinsel söylemlerle kuşatılmış, post modern popüler bir kültürün saldırısı altında yaşayan gençler daha önce hiç olmadığı kadar karamsar duyguların içine itilerek gelecek beklentisi olmayan bireyler haline getirilmek istenmektedir. Eğitimden ve istihdamdan dışlanan milyonlarca gencin bilgi, beceri ve enerjisi iktidar eliyle adeta yok edilmektedir.
Gençlik Gelecektir, Geleceğimize Sahip Çıkıyoruz!
Gençlerin eğitim hakkından kamusal bir anlayışla eşit ve parasız olarak yararlanması, gençliğin laik, bilimsel, demokratik, cinsiyet eşitliğini sağlamaya dönük ve kendi anadillerinde eğitim almalarının sağlanması, onların ekonomik ve sosyal açıdan özgürleşmesi için son derece önemlidir. Gençlik ucuz emek ve sömürülecek ‘kaynak’ olarak görülemez. Gençlerin insan onuruna yaraşır koşullarda üretim içinde olup iş güvencesine sahip olmaları ve onurlu bir yaşam sürmeleri için gerekli adımlar atıldığında gençlerin içine itildiği karamsarlığın önüne geçilebilecektir.
Gençliğin geleceğini karartan, onların enerjisini ve yaratıcılığını her fırsatta sömüren, gençliğin dinamizmini denetimi altına alan ve onu düzenin temel parçası haline getiren politikaların derhal terk edilmesi gerekmektedir. Geleceğimiz olan gençliğin kendi geleceğini yine kendi mücadelesi ile şekillendirmesinin önünü açacak somut politikalara ve adımlara ihtiyaç vardır.
Eğitim ve bilim emekçilerinin mücadelesi, aynı zamanda çocuklara ve gençlere onurlu bir gelecek bırakma mücadelesidir. Eğitim Sen olarak eşit, özgür, laik, demokratik ve barış içinde yaşam mücadelemizi çocuklar ve gençler için sürdürmeye devam edeceğimizi bir kez daha vurguluyor, aydınlık bir gelecek mücadelesinde birlikte yürüdüğümüz bütün gençlerin 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutluyoruz.