FELSEFENİN KENTİ TARSUS’TA
TARSUS 1. STOA FELSEFE FESTİVALİ YAPILDI
Felsefenin Kenti Tarsus’ta aydınlanma adına yeni bir adım daha atıldı.
Aratos dergisi ve Tarsus Kent Konseyi Dünya Felsefe Günü için ortaklaşa düzenledikleri Tarsus 1. Stoa Felsefe Festivali geçtiğimiz günlerde gerçekleştirildi.
Güner Baykal Konferans Salonunda yapılan katılımın oldukça yüksek olduğu dikkat çeken Tarsus 1. Stoa Felsefe Festivali’nde Mersin Üniversitesi Felsefe Bölüm Başkanı Prof. Dr. Zehragül Aşkın’ın yönettiği felsefe oturumunda Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü’nden Prof. Dr. Doğan Göçmen, felsefeci Prof. Dr. Kamuran Elbeyoğlu, Dr. Öğrt. Görv. Remzi Onur konuşmacı olarak katıldılar.
Etkinliğin açılış konuşmaları Aratos Dergisi Yayın Yönetmeni ve Tarsus Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi Uğur Pişmanlık ile Tarsus Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesi yazar-ressam Remzi Karabulut yaptı.
Uğur Pişmanlık yaptığı konuşmada, Tarsus’un antik çağda Stoa felsefesinin merkezlerinden biri olduğunu belirterek, “Stoa felsefesi kurucusu Kıbrıslı Zenon’un Atina’daki okulunu kendinden sonra yürüten kişi Tarsuslu filozof Khirisippos’tur. Sayıları kırkı bulan Tarsuslu filozofların önemli bir bölümü stoacı görüştedir. Biz Tarsus’u felsefenin kenti yapma çabası içindeyiz” diye konuştu.
Remzi Karabulut ise konuşmasında, “Resim, sinema, müzik, heykel, opera gibi sanatlarla ilgilenenler, kitap okuyanlar ne yerlere çöp atar ne komşusunu rahatsız eder ne korna çalar. Tolstoy, Çehov, Orhan Kemal okuyanlar kentli yurttaş olma bilinciyle hareket ederler” dedi.
Stoa Felsefe Festivali’nin felsefe oturumunda ilk konuşan Prof. Dr. Doğan Göçmen, insanın özgürlük alanının bütün bir kainat olduğunu ifade ederek, “Stoacı filozoflar son derece materyalist filozoflardır ve özgürlükçüdür. Stoa düşüncesine göre evren maddidir. İnsan da bu maddi dünyanın bir varlığıdır. Bu görüşe göre insan akıllı bir varlıktır. İnsan kendisini özgür bir varlık olarak kurabilmesi için aklında doğru kullanılması gerekiyor” dedi.
Prof. Dr. Kamuran Elbeyoğlu bugün dünyanın içinde bulunduğu durumda insanın kendiyle ve doğayla barışık olmaya ihtiyacı olduğunu dile getirerek, “Şu an insanlık olarak yeni bir paradigmaya doğru gidiyoruz. Akıllı robotlar, yapay zeka gibi bilimsel teknolojik bir sıçramayla Akıllı topluma doğru bir geçiş yapıyoruz. Bunlar karşında insanın konumu ve bakışı nedir? Bütün bunları biz felsefeciler tartışmak durumundayız. Öte yandan iklim değişikliği, doğanın tahribatı gibi sorunların çözülerek doğayla uyumlu bir toplumun oluşmasını hedeflemek gerekiyor. Stoacı etik anlayışı toplumu yeniden doğayla buluşturabilir” diye konuştu.
Dr. Öğrt. Görv. Remzi Onur ise konuşmasında, egemen olan iktidarın öznelliği belirlediğine dikkat çekerek, “Birey olarak insan aynılığa karşı hem ontolojik hem de etik bir direnç sergilemiş olur. Bunun anlamı, kişinin egemen olan iktidara karşı ‘Beni kendinin bir parçası yapamaz ve aynılaştıramazsın. Güncel siyaset felsefesinde birey sorumluklarını iktidara devretmemelidir.” dedi.
Felsefe konuşmalarının ardından Pian Birel’in verdiği müzik dinletisine geçildi. Etkinlik, Uğur Pişmanlık’ın senaryosunu yazdığı ve yardımcı yönetmenliğini üstlendiği “Kölelikten Filozofluğa Epiktetos” adlı belgesel filmin gösterimiyle sona erdi.